Röntgen Gönder
Whatsapp Randevu
RÖNTGEN GÖNDER
Tedavi süreci ve ücretlendirme için güncel röntgeninizi bize gönderin !
Sizi Arayalım
İletişim bilgilerinizi bize gönderin, hemen sizi arayalım !
Hekimler
Alanında uzman hekim kadromuzu bu bölümden inceleyebilirsiniz.
Tedaviler
Estetik ve Cerrahi Tedavilerimizi bu bölümden inceleyebilirsiniz.
Merak Edilenler
Merak ettiğiniz soruları bu bölümden takip edebilirsiniz.

İlk diş hekimi muayenesinin ilk süt dişi çıktıktan sonra (genellikle 6 ay – 1 yaş arasında) yapılması önerilmektedir. 

İlk dişin sürmesiyle gerçekleştirilen muayenede;

  • Bebeğinizin ağız ve diş temizliğinin hangi fırça ve macun ile nasıl yapılacağı
  • Anneden bebeğe bakteri geçişinin engellenmesi
  • Biberon ve emzik kullanımının sınırları
  • Dudak ve parmak emme gibi zararlı alışkanlıklar
  • Çocuğun ağız ve diş gelişiminin anlatılması, hangi aralıklarla diş hekimi ziyaretinin gerekliliği
  • Diş çürüklerinin oluşmaması için yapılabilecek beslenme ve koruyucu uygulamalar konusunda anne ve baba bilgilendirilmektedir.

İleri seviyede diş hekimi korkusu ve kaygısı olan çocukların ya da engelli bireylerin diş tedavilerini klinik şartlarda yapmak her zaman mümkün olmamaktadır. Bu durumlarda tüm diş tedavileri tek seansta sedasyon veya genel anestezi altında uyutularak gerçekleştirilebilmektedir.

Özellikle aşırı kaygılı çocukların diş tedavisi sırasında ani hareketlerine bağlı olarak ortaya çıkabilecek yaralanma riski sedasyon ya da genel anestezi altında tamamen ortadan kalkmakta ve yapılan tedavilerin kalitesi ve başarısı artmaktadır.

Sedasyon veya genel anestezi altında diş tedavisine karar verilen bir çocuğun mutlaka işlem öncesinde genel anestezi uzmanı tarafından muayene edilmesi ve anestezi altında herhangi bir risk olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Ebeveynlerin anestezi altında çocuklarının diş tedavilerini yaptırma kararı alırken dikkat etmeleri gereken iki önemli konu ise diş hekiminin bu konudaki deneyimi ve tedavinin tam donanımlı hastane şartlarında yapılması gerektiğidir.

Tabiki evet. Diş ipi bize en çok yardımcı oral hijyen araçlarındandır. Diş fırçası ile ulaşamayacağımız diş arası bölgeleri, çürüksel veya diş eti ile alakalı tüm hastalıkların genellikle başlangıç yeridir. Bilhassa çapraşık dişlerde durum daha da önem kazanır. Bu yüzden diş fırçalamaya ek olarak günde bir kere diş ipi kullanmakta fayda vardır.

Not: Lütfen hangi diş ipinin size uygun olduğunu ve diş ipinin nasıl kullanılacağınızı hekiminize danışınız. Bizleri arayabilirsiniz.

Aslında bu konu hekim camiasını da ikiye bölmüştür. Faydasına inanmayan hekimlerin yanı sıra çalışmaların sonuç verdiğini ispat eden meslektaşlarımızda vardır. Biz Kayserident hekimleri olarak, diş beyazlatmanın uygun teknik, uygun ekipman ve uygun nosyon rehberliği ve uygun vaka seçimi kriterlerinin hepsinin aynı andaki beraberliğinde, başarılı olacağını kabul etmekteyiz. Çünkü sağlığın tanımı fiziksel, biyolojik ve ruhsal açıdan tam bir iyilik hali olarak yapılıyorsa, dişlerinin renginden memnun olmayan ve bunu kendisine problem kabul eden kişi sağlıksız sayılır. Bu tanıma uyan kişi için, diş beyazlatma bir tedavi biçimi olacaktır. Ancak kabul etmek gerekirse diş beyazlatma beklentisi ile kliniğimize gelen hastaların asıl sorunu boyayıcı maddelerle kirli görünen dişlerdir ve bunun tedavisi ise profesyonelce ama gayet rutin bir işlem olan diş taşı temizliği ve parlatmadır. Ve tecrübeyle sabittir ki, bir çok kişi için bu işlem en uygun tedavidir. Ancak yine de dişlerinin daha beyaz görünmesini isteyen kişilere vital bleaching dediğimiz yöntem uygulanabilir. Bu işlem sırasında hasta beklentileri gerçeklik sınırlarını aşmamalıdır. Diş beyazlatmada ütopik beklentiler karşılanamaz ve memnuniyetsizlik oluşur. Buna ilaveten örnek verecek olursak; çaydan gördüğümüz zarar kadar yada televizyon seyrederken aldığımız radyasyon kadar minimal bir zararı göze almak gerekir ve her şeye rağmen uygun şartların varlığında diş beyazlatma yapılabilir ve başarılı sonuçlar almak zor değildir.

1- İçten gelen renklenmeler: Travma, uygun yapılmayan kanal tedavileri, amalgam dolgular, çocukluk dönemindeki süt dişi iltihaplanmaları, tetrasiklin lekelenmeleri, aşırı flor alımına bağlı renklenmeler.

2- Dış faktörlere bağlı lekelenmeler: Ağız hijyeni iyi olmayan hastalarda görülen renklenmeler, sigara, tütün, puro renklenmeleri, uzun süre "klorheksidin" gargaralarını kullananlarda sarı-kahverengi lekeler, yaşlanmayla beraber görülen lekelenmeler.

Anlaşmalı Kurumlar
Sosyal Medya
Son paylaşımlarımızı bu bölümden takip edebilirsiniz.